2 Haziran 2009 Salı

Şiiri, yalnızca şairi bulur.

Şair olunmaz, şair doğulur, şiir aranır, bulunur. Bu bir şiir sanatı değil, şairlik sanatıdır. Şiiri, yalnızca şairi arar, şairi bulur. Biçim, burada bir kere daha şiirden önce doğar. Şairlik sanatı, biçimin mirasıyla buluşması sanatıdır.

Şairin bildiği işlem çıkartma işlemidir. Şiir toplama, bölme, çarpma işleminin değil, çıkartma işleminin sonunda elde edilendir. Şiir, boşlukta büyür. Söylenecek hiçbir söz, düşünülecek hiçbir düşünce, kendiliğinden paylaşılan hiçbir duygu kalmadığında, bir çıkartma işlemi daha yapmak artık imkânsız hale geldiğinde başlar şiir. Şiirin şairlere eninde sonunda mutlak sessizlik ihtiyacı veren karakteri bundandır. Şairin dalgın gözü, onu bu boşluktan çıkaracak şeyi arar. Şiir yaratılmaz, yavaşça aranır.

Şiir perdelenemez. Kendisinden ayrılmak mümkün olmayandan kaçıp, kendisiyle devamlı kalmak mümkün olmayana gitmek isteyen, şiire ulaşamaz. Şair değişmeyenin, kendisinden ayrılmak mümkün olmayanın peşindedir, biraz sonra bitecek olanın değil, devam edecek olanın kaydını tutar. Şair, dalgındır bu yüzden. Şairin dalgınlığı, kendisinden ayrılmak mümkün olmayandan, kendisiyle devamlı kalmak mümkün olmayanı çıkarmasından gelir.

Şairin mücadelesi, saflıkla saflığı koruyanı birleştirmektir. Şiir, şairiyle bir ve aynı olduğu günü arar, gün gelir, şiirin vasfı ile şairin vasfı birbirini örter. Şiirde saflık, her zaman
başarılı bir biçimle elde edilir. Şairlik sanatı, biçimin mirasıyla buluşması sanatıdır.

Edebiyatçı doğulmaz, edebiyatçı olunur, edebiyat başka bir şeydir. Edebiyatın içine giren şiir, nasıl edebiyatı bilmeyen şiirse, şiirin içine giren edebiyat da, şiiri bilmeyen edebiyattır, saf değildir, tercümedir. Edebiyatın egemenliği altında gelişen bir dilin şiiri, şiir kalabilmek için önce bu egemenliğe karşı çıkmalıdır. Şair, bütün sanatların dostu olduğu gibi elbette edebiyatın da dostudur, ama şair edebiyata ancak istediği kadar yaklaşır, onu saf kılan istediğinin dışında bir eğitimin ona zorlanamamasıdır. Şairin bildiği işlem çıkartma işlemidir.

Edebiyatın içine giren şiir, dalgın değildir, dikkatlidir, bilgisi vardır, düşüncesi vardır, duygusu vardır, kendiliğinden paylaşılır. Şiir, kendiliğinden paylaşılmaz, şairdir paylaşılan, çünkü paylaşılmayanın saklambacına şair son verir.

Şair, şiirinden büyük değildir. Kendisinden ayrılmak mümkün olmayandan kaçıp, kendisiyle devamlı kalmak mümkün olmayana gitmek isteyen, şiirinden büyük olma iddiasındadır. Bu durumda şiir ortaya çıkmaz, kendini ele vermez. Şiir, bu yumuşak ve sevimli dünyaya dönmek istemez.

Esrariler'den.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder