Neden şaşırıyorsun?

Şaşırıyorsun, şaşırma. Kazdıkları kuyuya kendileri düştüler diyebilen adam, hemen arkasından, ölçülülük öğütleyen Ey Oğul! söylevini, metne ters düşen nefret dolu bir ifadeyle - sesle okuduğunda buna ağlayacak biri çıkıyor mu, çıkıyor. Muhafazakar Demokrat olduğunu savlayan bir siyasi parti, seçim başarısını, Atakule’de, şimdiye kadar gördüğümüz en görkemli fallik boşalma simülasyonu olan ışık gösterisiyle kutlayabiliyor mu, kutlayabiliyor, muhafazakar seçmen bununla kendinden geçiyor mu, geçiyor. Bingazi başka ülkelerle işbirliği içinde iken bir Türk bakan tarafından Kurtuluş Savaşı’nın Ankara’sına, Trablus yabancılarla savaşırken İstanbul’a benzetilebiliyor mu, benzetilebiliyor. Komünizmin,
[ kapitalizmde değil ama ] kapitalizme karşı proleter isyanda enternasyonalist olduğu apaçıkken, emperyalist devletlerin hüküm sürdüğü reel bir dünyada biri çıkıp, solculuk adına, antiemperyalist olmayı dünyanın en kötü gericiliği olarak ilan ediyor mu, ediyor. Gizli çekilmiş bir seks videosuyla başlayan bir referandum dönemi, yine gizli çekilmiş seks videolarıyla geçen bir genel seçim demokrasimizde önemli bir adım sayılabiliyor mu, sayılabiliyor. Katıldığı yarışma programında Küba’ya gönderilen şarkıcı, oradaki sokak şarkıcılarıyla bile düzgün şarkı söylemeyi beceremediği halde hala şarkıcı sayılabiliyor mu, sayılabiliyor, sırf nefes almadan üstüste büyük sözcükler sıralayabildiği için halk kahramanı olabiliyor mu, olabiliyor. Kanye West bin defa Michael Jackson’a olan hayranlığını dile getirse bile, Sözlük’te hala Kanye West - Michael Jackson karşıtlığı abes bir biçimde devam ediyor mu, ediyor, sence her şey kimliksizlerin bir kimlik ortaya koyma uğraşında bulandıkça bulanmaya devam edecek mi, edecek. Yine Sözlük’te, Hz. Muhammed’le hiç sınır tanımadan dalga geçmek cesaretine sahip, ama bunun hiçbir tehlike getirmemesini düşleyebilenler var mı, var -
peki, tehlike oluşunca, bütün bu cesurlar tehlikeye karşı değil de ssg’ye karşı mı birleşiyor, evet, ssg’ye karşı birleşiyor. Siyasal bir partinin seçimlerde demokrasi adına desteklenmesi gerektiğini yazıp çizen çok saygın bir kanaat önderi, seçim sabahı uyanınca [ kendisine inananları uyarma fırsatı artık olmadığı halde ] yok, yanılmışım ben diye düşünebiliyor, seçim bittikten sonra da bunu siyasal bir çözümleme gibi ballandıra ballandıra anlatabiliyor mu, anlatabiliyor. İzmir’de evlerin çoğunluğunda bir Atatürk’ün bir Menderes’in ölümüne ağlamış bir anneanne hatırası varken, İzmir’i her zaman İnönü’cü, Menderes’i de Atatürk’e karşıydı sanan yeni tarih yazımcıları var mı, var. Köşesinde yazdığı bütün liberal görüşleri Kemal Tahir’e borçlu olduğu halde, Kemal Tahir hakkındaki düşünceleri sorulduğunda Ben sevmem diye burun kıvrılabilinir mi, kıvrılabilinir. Bir şairi hem arkaik diye küçümseyip hem de
[ farkında olmadan ] bütün kitaplarında o şairin sesini kullanmak mümkün mü, mümkün. Her şeyi ama her şeyi konuşan bir toplumda, 58 yaşında bir teknik direktör, yeni takımınla sözleşme imzalamadan önce yanaklarına estetik dolgu yaptırdığında herkes sanki bu hiç olmamış gibi susabilir mi, susabilir. Muhalifim diyen adam iktidara en düşkün adam olabiliyor mu, olabiliyor. Seçkin edebiyatın seçkin izleyicilerinden bıkıp biraz canlılık bulmaya sokak edebiyatına yönelen biri, orada da canlılık diye aahah kafalara gel! olum ne gereksizsiniz lan siz. cakma lan o - =) puhahahhaha :D seslerinden başka bir ses, kimlik kapma yarışından başka bir cehd bulabiliyor mu, bulamıyor. [ ... ] Bu böyle uzar gider mi, gider. Peki, devam eder mi, eder, durmaz, daha çok bulanır. Bu saydıkların mantığa ters mi, ters. Her yerde her zaman karşılaşıyor musun, karşılaşıyorum. Öyleyse abes devrinde abese neden bu kadar şaşırıyorsun, bu şaşkınlığına yenik düşüp sen de Dur şunu yazayım diyen blogculardan olup çıkıyorsun, biraz susup kafanı niye başka yerlere çevirmiyorsun?