22 Haziran 2013 Cumartesi

Bu gece çoluk çocuk orada kahvede oturan yemek yiyen kim varsa üstümüze saldırdınız. 31 Mayıs’ı, 11 Haziran’ı, 15 Haziran’ı kimseye izah edemeyeceğiniz gibi 22 Haziran’ı da kimseye izah edemeyeceksiniz. Niye? Evlerinde oturup tüvitır başında sanki 6 ay sonrasının muhtarlık seçimine Muhtar Adayı olmuş gibi sıradan zihinlerinin pislik makinesini çalıştıran - o saçma sapan düşüncelerini arka arka sıralayıp ileride Haklılık Madalyası alacağını sanan vicdansız Ahlak Bekçilerine de yazıklar olsun. İnsanda biraz vicdan olur. Kelimeler bekleyebilir. Eğer insan hayatı sizin için önemli değilse o haşlanmış beyinlerinizi niye çalıştırıyorsunuz? Bize sıkıştığımız yerde el uzatacağına oturduğu yerden “zekanın tiksindirici bir şey olduğunu” hatırlatan Haşmet Babaoğlu, zeka sende tiksindirici oluyor. Benim şiirlerimi bir daha televizyon programlarında asla okuma. Ben senin sevebileceğin bir adam değilim. Halk hırsızı bile polisten saklar biliyorsun. Bu kadar yaşama bilginiz yoksa elinizi o klavyelerden çekin. İyi oluyor, akla kara ortaya çıkıyor. Dramatik anların dramatik ayrılıkları bize çok şey öğretiyor.

14 yorum:

  1. Ahmet Güntan.. Benim için hep özelsiniz.. Ama beni şaşırtıyorsunuz. "Benim şiirlerimi bir daha asla okuma." Bunu Ahmet Güntan mı yazdı? İnanmak istemiyorum buna. Neden ben buna bu kadar bozuldum onu da bilmiyorum.. Yapmayın lütfen!

    Anlayamadığım ve size söylemek istediğim birçok şey var ama söyleyemiyorum işte.

    YanıtlaSil
  2. inanın. benim. o şiirleri boşuna yazmadım. böyle anlarda aramızda en ufak bir birlik yoksa o zaman o şiirlerde neyi yazdım ben?

    YanıtlaSil
  3. Elbette "okur seçicilik" deyip işin kolayına kaçmak, belki de çarpıtmak istemiyorum.

    Keskin köşeleri olmalı bazen şairin de. Belirgin çizgiler, çekiçler ve çivilerle yerini belirginleştirebilmeli. Tüm bu olan bitenin sizin şiiriniz olduğundan emin değilim belki de. Benim de kafam çok karışık.

    Birbirine karışıyor bazen her şey. Bazen her şey yalnızca "görüntüsel" bi boyut halini alıyor. Yalnızca görüntü. Polise kitap okuyan insanlar, Tomanın önünde cesurca duran kız.. Korkuyorum onlardan bazen. Neden korktuğumu anlatamam. Polislerden de korkuyorum tabi ki.. Başbakanlardan..

    Kişilere atılsın sloganlar istiyorum. Bireylere.. Haziranda sevişmenin ne kadar da güzel olduğundan bahsedilsin.. Pornografi istifa etsin istiyorum.. Güzel bir şiir çıkabilir buradan.)

    YanıtlaSil
  4. Ben Yefim'in "neden buna bu kadar bozulduğunu" biliyorum. Çünkü o da senin şiirlerini asla okumaması gerekenlerden olduğunu hissetmiş olabilir bir an. Şairin kesin çizgileri olur. Beyaz onun için bembeyaz, siyah kapkaradır. Şairin güzelliği muhafazakarlığındadır. Şair nihai doğruyu muhafaza eder. (Ve evet, "doğru" ona buna göre değişen bir şey değildir.) Her şeyin kaypaklaştığı bu postmodern ve liberal dünyada, Ahmet Güntan'ın mertliği şairin ne olduğunu hatırlatsın unutmuş olanlara.

    YanıtlaSil
  5. okur seçmek değil, haşmet babaoğlu televizyon programlarında benim şiirlerimi okuyor. youtube'a girerseniz görürsünüz, ben onu demek istedim. yukarıdaki yazımda da düzelttim orasını.

    YanıtlaSil
  6. Demin bir yorum yazdım ama gönderirken hata verdi. Ulaşmayacak galiba. Tekrara düşersek affola diyerek harfiyen olmasa da yeniden yazayım. Yeşim Hanım ben de sizi anlamıyorum. Biz okurlar yani leş kargaları yazarları bazen hayalimizdeki insan olmaya zorlayarak, olmadıklarında nerdeyse suçlayarak onları dilsizliğe itiyoruz bir yerde. Kimbilir, Zola'ya "Böyle itham etmek, sert yazmak size yakışmıyor monşer" diyen okur da olmuştur belki. Bu tavır alış tam tersine Ahmet Güntan'a yakışıyor. O etten kemikten, sinirlenen duygulanan isyan eden sahici biri. Fildişi kulede yaşamıyor. Duygularını düşünce olarak yaşadığını da yazmıştı bir kitabında. Bunda içerleyecek ne var. Tersine orta yollu konuşmaması, net olması şiirine yakışıyor bence.

    YanıtlaSil
  7. Yorumları okumak oldukça yorucu. İçinden çıkılması zor bir hal almış durum. Başaramayacağım galiba:)

    Yanlış anlaşılmaya müsait şeyler yazdıklarım. Bunu biraz daha düşünmeliyim. Teşekkürler bu arada..

    Ahmet Güntan şiirleri okuyacağım birazdan.. Kendi "kendi"me :)

    YanıtlaSil
  8. "Yefim"'in derdini kucağında her taraftan atılan bombaların patlamasına alışık biri olarak iyice anlıyorum, ama "ülkem"in dediklerini anlayamayacağım, her zaman elinde büyük kırmızı bir kalemle insanların üstünü çizme merakını anlayamayacağım, şiddete maruz kalıyor olmak, zulümle en somut manada-polis tekmesiyle, insanın beynini akıtan o gazla tanış olmak- o kaleme daha da sıkı sıkıya sarılmanı sağlıyorsa yolum seni anlamanın yoluyla kesişmeyecek.

    polis gazları bıraksın, iktidar ihaleleri ve yalanları, kırmızı kalem sahipleri de kaleme sahip olmanın kibrini usulca yere koysun, sınırsız eşitliğin yaşandığı o bi saniyelik an bir önümüze çıksın bakalım. çünkü okumaya veya okunmaya inanmıyorum, ama bi eşitlik var, kesin var.

    YanıtlaSil
  9. orkun selam. bana bir ses verdiğin için beni nasıl mutlu ettin anlatamam. allah razı olsun. bana mı yoksa yeşim'e mi konuştuğunu ve dediklerini tam anlamadım, ama buraya bu notu koyman bana yetti. mail adresimi biliyorsun, ister buradan ister oradan istediğin zaman sürdürebilirsin. fikirler ayırır, duygular birleştirir. fikirler için henüz erken, duygular için geç kalınmasın. sevgiler, selamlar.

    YanıtlaSil
  10. zekayı ıskalamak başka zaman belki ama şimdi olacak şey değil. zeka bugün, burada belki her zamankinden daha lazım. kendi masumiyetimizin sizi-bizi körleştirmemesi için fazlasıyla lazım. bu masumiyetin bilhassa ulusalcı, faşist, emperyalist saiklerle nasıl başka mecralara taşındığını görmek için lazım. çevre duyarlığını da akp politikalarından duyulan rahatsızlığı da aşan bir iktidar kompleksiyle gezi ruhunun tetiklendiğini, sosyo-ekonomik (sınıfsal), kültürel (laikçi)hazımsızlıkların gezi'yi manipüle ettiğini anlamak için zeka şimdi lazım.
    anlamaya değil sadece eyleme ihtiyacım var diyerekten chp'nin kuru gürültüden ibaret muhalefetini sokakta tekrar etmek isteyenler için zekayı bırakarak handiyse çatışmadan bile medet ummak mümkün olabilmekte. durum tamamen değilse bile ne yazık ki önemli ölçüde böyle. akp hazımsızlığı sizi-bizi ulusalcı-faşist organizasyonlara teşne kılacak kerte bir bağnazlıkla mayalandığında varılacak nokta tam da budur. zekanın burada, eylem stratejisi üretmek dışında pek bir işe yaramayacağı ise üç aşağı beş yukarı belli sayılır.

    YanıtlaSil
  11. hay allah bunu hiç düşünmemiştik.

    YanıtlaSil
  12. tahmin etmiştim

    YanıtlaSil
  13. fazla gevezeliğe gerek yok, bir şairin herhalde, kendi şiirlerini kendi kendine okuyana olmasa bile tv'den ya da radyodan okuyan birtakım yavşaklara itiraz etme hakkı olmalıdır değil mi?

    YanıtlaSil