21 Mayıs 2009 Perşembe

Zinhar.com, 2006

Pound’un imge tanımı*.

“İmge”, bir ânda zihinsel ve duygusal bir kompleks ortaya koyandır. ‘Kompleks’ terimini daha çok Hart gibi yeni psikologların kullandığı teknik anlamda kullanıyorum (...) Bütün büyük sanat eserlerininde yaşadığımız, bize âni bir kurtuluş duygusu, zaman sınırlarından ve mekan sınırlarından özgürleşme duygusu, âni artma-çoğalma duygusu veren şey işte bu ‘kompleks’in âni sunumudur.

Hayat boyunca bir tek İmge ortaya koymak, muazzam eserler üretmekten daha iyidir.

* Ezra Pound’un Edebî Denemeler (Literary Essays) kitabındaki “Geçmişe bir Bakış” yazısından çevrilmiştir.

İmgecilik neydi?*

[Hareket] Fransızca bir unvan taşıyordu, -tam olmasa bile “Bazı İmgeciler” anlamına gelen- Des Imagist daha erken bir Fransız şiir okulu olan Les Symbolistes (Simgeciler) okulunu anıştırmak için bilerek seçilmişti ve gerçekten de Pound 1918’de yayımlanan ve İmgeci hareketi gözden geçirdiği “Geçmişe bir Bakış” yazısında “Bizim de birkaç Fransız ‘okul’unun sahip olduğu gibi bir grup ünvanına sahip olma hakkımız olduğunu düşündük” diye yazmıştır (Edebî Denemeler). 1913’te Pound’un dile getirdiği kurallar ve tanımlar daha önce Fransız şiir bildirilerinden doğrudan çeviriler değil de onun kendi buluşları olmasına rağmen demek ki İmgecilik kalkış noktasını Simgecilikten almıştır. Yeni İmgeciliği eski Simgecilikten ayırt etmek için Pound imgede alegorik ve süslemeci hiçbir şey bulunmadığında, “uygun ve kusursuz simge doğal nesnedir” ve “imge sözün ta kendisidir” fikirlerinde ısrar etmeye bilhassa dikkat etmiştir.
........
İmgecilik İngilizce yazılmış yirminci yüzyıl şiirinin ikinci onyılına, 1909’dan 1918’e kadar hakim olmuş, serbest nazım baskın çıktıkça ve görüntünün merkeze alındığı kısa şiirler moda oldukça daha ilerdeki onyıllarda da şairler üstünde etkili olmuştur. Çok sonra, T. S. Eliot “Modern şiirin başlangıç noktası, genellikle ve mutabakatla kabul edilen nirengi noktası 1910larda Londra’da ‘imgeciler’ olarak adlandırılan gruptur.” (Amerikan Edebiyatı ve Amerikan Dili)

* The Ezra Pound Encyclopedia’nın William Pratt tarafından yazılan Poetics: İmagism maddesinden çevrilmiştir.

Pound imgecilikten neden koptu?*

Onu imgecilikte hayal kırıklığına uğratan şey (...) imgeci şairlerin sayısının artmasıyla, bir pazarlama terimi kullanırsak, yeni şiir ürününün kalite kontolünü yapmanın zorlaştığını farketmesiydi. İmgeciliğin amacına hizmet etmediğine karar verdikten sonra 1914’te yazdığı bir makalenin adını “İmgecilik”ten “Girdapçılık”a değiştirdi. Girdapçılık edebiyatta olduğu kadar resim ve heykeldeki son gelişmeleri de bilinir kılıyordu. Fakat Pound’un girdapçılığın dergisi olan Blast’te yaptığı edebi girdapçılık tanımı yeni akımın sadece imgeciliğin yeni bir sürümü olduğunu gösteriyordu. İmgeyi şimdi daha ressamca terimlerle sözlü sanatın “temel renk maddesi” (primary pigment) olarak tanımlamasına rağmen (Lewis’in geometrik resimlerini iyi tanımlayan) imgeci ilke “sert ışık, belirgin kenarlar” burada da vardı ve H.D.’nin şiirini bir kere daha bu hareketin de arketipi olarak gösteriyordu. Hugh Kenner’in gözlemlediği gibi imgecilikle girdapçılık arasındaki gerçek fark ikincisinin Pound’u imgeciliğe üşüşen sıradan sanatçılardan ayırmasıydı. Girdapçılık “onun kendi türü sanatçılarla ittifakını gösteriyordu”, bunlar çok parlak bir heykeltraş olan Henri Gaudier-Brzeska ve ressam Wyndham Lewis’ti. İmgeci Amy Lowell’in “demokratikleştirilmiş kurul” teklifini reddetti, çünkü bu onun “bir grup bunu hak etmeyen insanı eleştirel ve yaratıcı açıdan eşit” kabul etmesi olacaktı. Birinci Dünya Savaşının arkadaşlarını savurarak planlarını bozmasına rağmen, Pound 1914’te “bizim küçük çete” dediği grubu seçkin bir grup olarak tutmakta kararlıydı.

Pound’un imgeyi “bir ânda zihinsel ve duygusal bir kompleks ortaya koyan” olarak tanımlaması imgecilerin gizli öğretisinin ilgi çekici esrarını bozmaz. Pound kompleks kelimesini “daha çok Hart gibi yeni psikologların kullandığı teknik anlamda” kullandığını söyler. Kompleksin (Ödip Kompleksindeki gibi) psikolojik anlamda kullanıldığının ima ediliyor olması en donanımlı okura için bile imgenin doğası hakkında hiçbir şey açıklamaz, sadece modernliğini ima eder. Bundan başka, imgecilerin “ister nesnel ister öznel olsun, ‘şey’in dolaysız ele alınması” ilkesindeki şey teriminin belirsizliği ‘kompleks” teriminden daha gizemli ve karanlıktır.

* Timothy Materer’den çevrilmiştir: http://www.english.uiuc.edu/maps/poets/g_l/amylowell/imagism.htm

Pound girdabı nasıl tanımlıyor?*

Uzak Doğu uzmanı Ernest Fenelosa 1911’de arkasında basılmamış bir dolu elyazması bırakarak öldü. Pound Fenelosa’nın ölümünden sonra 1912’de basılan Çin ve Japon Sanatında Devirler kitabından etkilendi. Bir edebi toplantıda şans eseri Fenelosa’nın dul eşiyle tanıştı. Pound’un şiirlerini okumuş olan Mary Fenelosa ondan kocasının yazılarını düzenlemesini istedi. Bu Pound’un şevkle kabul ettiği bir iş oldu. Fenelosa’dan geriye kalan yazılarda Pound kendisinin önceden ilgilendiği Konfüçyus ve Uzak Doğu şiiri ve tiyatrosu hakkında bir toplama rastladı. Pound’un daha sonraki ilgileri olan İmgecilik ve Girdapçılıkta ideogramın tanımının “bir şeyin potansiyel enerjisinin özet olarak ele geçirilmesi” olarak yapılmış olmasını görmek zor değildir. Pound’un “Girdap” tanımı onun ideogram hakkında kişisel görüşleri olarak okunabilir: “İmge bir fikir değildir. Işık yayan bir düğüm ya da kümedir, fikirlerin durmadan hızla meydana geldiği, içinde dolandığı, içine girdiği bir GİRDAP diye adlandırabilirim.” (Pound’un Gaudier-Brzeska kitabından)

* The Ezra Pound Encyclopedia’nın Jonathan Blackwood tarafından yazılan Ideogram maddesinden çevrilmiştir.

[ Çeviriler benim. ]

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder