6 Haziran 2009 Cumartesi

Bir mektup.

23 subat 2004.

ahmet,

guzel bir girisimdesin. dusun ki, nazim hikmet boyle buluslarinda dort duvar arasindaydi! bugun kaynakcalar, ozgurce yerinde incelemeler ve nice olanaklar.

guzel siirler yazacagina guvenim sonsuz. bir yigin insan, sair de biz neden dusunmedik diyecekler. oysa turkiye onlarin da turkiye'si; yeter ki akillari, bakislari turkiye'de, turkiye'den olsun.

yeni bir ornek aylardir burada bir gerilim yaratti. mel gibson, tarihin en cok bilinen, en cok yinelenen oykusunu bir daha konu etti. bugun buranin gazetesinde okudum; carsamba gunu dokuz ayri perdede sabahtan aksam gosterilecekmis; pek cok gosteriler icin kimi kiliseler onceden tum biletleri almis ve topluca seyredeceklermis!

sanat boyle olmali; bilinenleri, yeniden bilinenlerle yeniden sunma ve her sunusta ozellestirme.

battal gazi'si olmayanlara battal gazi vereceksin; battal gazi'si seninle uyusmayanlarla catisacaksin.

dusunsene ozel'le, behramoglu'nu: ortada isci sinifi yok; olan da kendini oyle sanmiyor, saymiyor ve sen de kalkiyorsun sen isci sinifisin diyorsun; isci sinifi siir yazisiyorsun; okuyan da mehmet fuat ve mehmet dogan oluyor sonunda.

sonunda nazim'i neden ve nasil benimsedirler: dort nala gelmis uzak asya'dan diye yazdigindan; kimsenin "la jakond"u okuyup da anlayacagi yoktu. o yuzden de cokluk "icimizdeki yabanci" islemi gordu nazim hikmet ve benzerleri. turkiye saire dusman degil ki; turkiye "asker millet"den cok "sair millet"tir. yahya kemal, ahmet hasim, ahmet hamdi tanpinar'in neden basi derde girmiyordu? onlarin da siir yapilarinda, sair ozentilerinde bati'nin yeri vardi ama suleymaniye'ye, bursa'ya, istanbul'un tepelerine, insanlarina bakip yaziyorlardi.

yilmaz oztuna'yi sevdigine seviniyorum. oysa turkiye'de tarihci dendiginde belki de adini anacak cok az cikar. aklinda olsun ismail hami danismend'in tarihi'ni de bulursan al, kiyiya koy. ittihatcilar'la catismis, ataturk'u, cumhuriyet'i ittihatcilar sanmis ama dp ile yeniden ulkesiyle bagdasmis biriydi.

bir de benim cocuklugumun tarihcisi ki "pop tarih" kapsamindadir: feridun fazil tulbentci. tulbentci'nin "tarih konusuyor" diye radyo programi olurdu 1950'lerde; kim bilir kayitlari radyoevlerinde bir mahzende durup, duruyordur. cok renkli, agdali, ilginc anlatimi vardi. kitaplari en son ne zaman basilmistir kimbilir? enis batur onca kitap yayimliyor; bunlari yeniden yayimlasalar ne guzel olurdu.

kolay gelsin.

salih.

[ Salih Yurttaş'ın bana Battal Gazi'nin Savunması'nı yazmaya karar verdiğim zaman gönderdiği mektup. Mel Gibson'ın sözünü ettiği filmi The Passion of the Christ'ı. ]

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder