11 Haziran 2009 Perşembe

Karagöz 2, Mayıs 2008.

1. Sizce, şiirin yasakladığı herhangi bir şey olabilir mi? Şiirin tabuları ya da tapuları var mıdır? Şiir yazarken otosansür uyguluyor musunuz?

Şiirin yasak koyuculuk yaptığını duymadım, ben şimdi kalkıp “İstanbul’da alışveriş merkezi açmak yasak” desem ciddiye alan olur mu? Şiire girmesi yasak olan şeyler olabilir, topluma yasak olan şeyler, büyük tabular, mesela yamyamlık. Bu tip yasaklar için tabii ki otosansür uyguluyorum, mesela liberal aydınların etini yemek istediğimi herkesten saklıyorum.

2. Gündelik hayattaki sınırlarınızla şiirdeki sınırlarınız arasında bir bağ var mı? Gündelik hayatta yapamadıklarınızı şiirde mi yapıyorsunuz? Sanat arındırır (katarsis) mı?

Dil kutsal, kabul. Çünkü insanı öteye attığı anlar vardır. Ama yine de bilelim ki insan [ dili kullandığı için ] kıçından yukarıya sıçamaz. Her şair odasında osuruğuyla gezer.

3. Şiirle uğraşmaya başladığınızdan beri sizce tabulaşan şeylerde değişimler oldu mu?

Geçen gün bir şey öğrendim, Bosna’daki savaş sırasında zengin Avrupalılar insan avı heyecanını tatmak için Sırplara [ Müslüman avı düzenlemeleri karşılığında ] büyük paralar veriyorlarmış, dünyada tabu kaldığına artık inanmıyorum, keşke olsa bile diyebilirim.


4. Tabu kelimesiyle yan yana getirebileceğiniz şairler kimlerdir? Niçin?

Dokunulmazlık anlamında mı soruyorsun? Herkese dokunulur. Şairliği, [ dili de ] abartıyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder