3 Nisan 2011 Pazar

Aniden ayrılık.

Sen şimdi yoğun bakımdasın, aniden girdin oraya, elini tutamadan, seni ne kadar çok sevdiğimi sana söyleyemeden, gözlerimizi birbirine kilitlemeden, bilmeden, aniden, keşke sana daha çok zaman ayırsaydım, suçluyum, keşke kendi dertlerimin tuzağına düşmeseydim, keşke elini tutup gitme, dayan diyebilseydim, keşke senden korkmasaydım, çekinmeseydim, kendi depresyonumun seyrini bu kadar çok izlemeseydim, keşke, keşke daha güçlü olabilseydim, 55 yaşında bir erkeğe yakışanı yapabilseydim, keşke doktorlarınla ben ilgilenseydim, kendimi çok suçlu hissediyorum, şimdi beni bırakacak mısın sen, ayrılık mı var yani şimdi, ben hiç sevmem ayrılığı biliyorsun, otelde yan odadaki misafir değişse onu ayrılık sayarım, Kızılbük’te hatırlar mısın her gün hamakta uyuyan Hans gidip hamağı boş kalınca nasıl üzülmüştüm ben, Hans gitti diye, keşke senin evin oraya taşınsaydım, birbirimizi daha çok görürdük, seni yalnız bırakmazdım, her gün gelirdim, yanına soktular beni, derin derin nefes alıyordun makineyle, kaşlarını çatmıştın, bir mücadele ifadesi vardı yüzünde, ben 50’den sonra her şey çok güzel olacak sanıyordum,
kayıplar başlıyormuş, keşke, keşke, suçlu hissediyorum kendimi, bencilce biliyorum, ben bunları yazarken sen orada nefes almaya çalışıyorsun, bu adil değil Allah’ım, beraber yaşlanacaktık, yanyana olacaktı evlerimiz, her gün geliyoruz hastaneye, yapacak bir şey yok, içeri almıyorlar, kantinde oturuyoruz aşağıda, senden bahsediyoruz, bana öyle geliyor ki sen konuştuklarımızı duyuyorsun, çok film seyrettim ondan mı böyle düşünüyorum bilmem, ayrılamıyoruz oradan, nereye baksam seni hatırlıyorum, sıradan duyguların esiriyim, gerçek duyguların, en sıradan olanların, beni herkesle eşit kılan duyguların, bir aile daha var kantinde bekleyen, yaşlıca bir kadın devamlı bulmaca çözüyor, sıradan duyguların esiri olmuyor, onu kıskanıyorum, ama elimde değil, kızgınım üzgünüm öfkeliyim zayıfım kabahatlıyım güçlüyüm bencilim aşk doluyum bomboşum, merkezsizim, bizi duyuyorsun değil mi, sana seni çok sevdiğimi söylediğimde beni duydun değil mi, daha ayrılmadık, belki elini bir daha tutacağım, daha yaşıyorsun, ateşin düştü, lökosit 4000, doktor Meral’i görsen sen de sevecektin, zayıfım kabahatlıyım, ben burada rahatça nefes alıyorum, sen alamıyorsun, bak sigara bile içiyorum, bir şey de yapamıyorum, yapamıyoruz, bekliyoruz, hastalığın seyrinde Allah'a inancını kaybettiğini söylemiştin, bana kızacaksın biliyorum, ama ben yine de senin için dua ediyorum.

1 yorum:

  1. Ahmetcim okadar güzel yazmışsınki seni duyduğuna eminim.
    Burcu Rona

    YanıtlaSil