Yalçın Küçük: "Filmlerde görüyorduk, büyük mezbahalar oluyor ve sıra sıra soyulmuş koyunlar ve tekeler asılıdırlar. Bazen bu çıplak ve kanlı vücutlar, arada gezen bir kasabın değmesiyle, birbirine de değiyorlar; işte ben o zaman, tekeliyet döneminde, aşkı ve cinsel ilişkiyi görüyorum ve tarif ediyorum. Dizi dizi aşklar mı, mezbahada asılı, soyulmuş, çıplak ve kanlı ama ölü vücutların birbirine dokunmalarına verilen adlardır. Şimdi çok moda, "bir elektriklenme oldu" dedikleri de işte budur. Tekellerin ortasında aşk, kanlı, asılı ve ölü vücutların birbirini yemeleridir. Bütün sevgilerin ve aşkların bittiği bir düzendir."
[ Hapisteyken birbirleriyle evlenerek bize aşkın ( unuttuğumuz ) doğal akışını hatırlatan Teğmen Mehmet Ali Çelebi ve Kezban Merey'e mutluluklar
dilerim. ]