Cenevre'nin ortasında, Rus ortodoks haçlarıyla dolu, çok bakımlı bir mezarlık: Plainpalais mezarlığı. |
Koca bir ağacın altında ufacık bir mezar, 1009 numaralı mezar. |
Dostoyevski'nin Cenevre'de doğan, iki aylıkken 14 Mayıs 1868'de (taşta 24 Mayıs yazıyor) ölen kızı Sophie'nin mezarı. |
Üç tane yapma kuru gül bırakılmış. |
[ Dostoyevski, iki aylıkken kaybettiği kızının ölümünü, bir türlü, başka olaylarda gördüğü ilahi planın parçası olarak görememiş, "Sonya nerede?" diye sormuş, "O öleceğine ben çarmıh acılarını tatsaydım" diye isyan etmiş, sara nöbetleri sıklaşmış, kendini teselli için rulet masalarına atmış. Biyografisini yazan Joseph Frank, Dosto'nun niye Sonya diye isyan ettiğini soruyor, çünkü küçük kızın adı kayıtlarda Sophie, Rusça'da Sofya, acaba Suç ve Ceza'daki Sonya'dan ilhamla adını önce Sonya koymuştu ama kadersizliğinden korkup sonra Sofya olarak mı değiştirdi? Bu, bilinmiyor. ]
APOLLON NİKOLAYEVİÇ MAİKOV'a
Cenevre 18 Mayıs 1868
Sonya'm öldü. Üç gün evvel gömdük onu. Ölümünden iki saat evvel onun öleceğini hiç bilmiyordum. Ölmeden üç saat evvel, doktor bize, her şeyin daha iyiye doğru gittiğini ve onun yaşayacağını söyledi. Sadece bir hafta hasta yattı. Zatürree olması sebep oldu ölümüne. Ah benim sevgili Apollon Nikolayeviç'im, ilk çocuğuma karşı olan sevgim herhalde çok komik bir şeydi. Beni tebrik edenlere öylesine komik mektuplar yazıp hislerimi belirttim ki. Herkesin gözünde, rezil kepaze olduğumdan hiç şüphem yok. Ama sana, sana sevgili dostum, hiç bir şeyi söylemekten utanmıyorum. O zavallı küçük sevgili yaratık, daha üç ayını doldurmadığı halde, benim için kendine has özellikleri ve kişiliği olan bir kimseydi. Daha yeni başlamıştı, beni tanıyıp sevmeye. Ne zaman yakınına gitsem daima gülümsüyordu bana. Şimdi gelmişler beni teselli edip muhakkak başka çocuklarımın olacağım söylüyorlar. Peki ama Sonya nerde? İnan bana, eğer hayatta kalabileceğini temin etseydim, onun yaşaması için, çarmıha gerilerek ölmeye çoktan razı olurdum. Artık bundan bahsetmeyeceğim. Karım ağlıyor. Yarından sonra, onun minicik mezarına son bir defa veda edip, başka bir yerlere gideceğiz. Anna Nikolayevna
[ Karısının annesi ] bizlerle beraber kalıyor. Küçüğümüz ölmeden sadece bir hafta evvel geldi buraya. Onbeş gün evvel başlıyan Sonya'nın rahatsızlığından bu yana hiç çalışamadım. Katkov'a bir mektup yazarak özür diledim.
[ ... ] Kızımın manevi babası olmayı kabul etmene de ayrıca teşekkür ederim. Ölümünden bir hafta evvel vaftiz edilmişti küçüğüm.
APOLLON NİKOLAYEVİÇ MAİKOV'a
Vevey, 10 Haziran 1868
Zaman devamlı olarak geçiyor ve geçen zaman sadece anılarımın daha acı bir şekilde anmasına ve Sonya'mın hayalinin daha bir berraklıkla gözlerimin önünde belirmesine sebep oluyor. Öyle anlarım oluyor ki, gerçekten dayanamıyorum buna. Tanıyordu beni. Ve ben o öldüğü gün gazeteleri okumak için evden çıktığım zaman, onun 2 saat sonra öleceğini aklıma bile getirmiyordum. En ufak bir fikrim bile yoktu bu konuda. Evet ben evden çıkarken bana öylesine dikkatle bakıyor ve bütün hareketlerimi öylesine izliyordu. Sonra o bakışları, öylesine gözlerle bakıyordu ki, şu anda bile onları karşımda görüyor ve bu anı her geçen gün biraz daha büyüyüp canlanıyor. Onu asla unutamıyacağım gibi, kederim de hiç bir zaman son bulmayacak. Eğer başka bir çocuğum olursa, sana gerçeği söylüyorum, onu sevmek elimden gelecek mi bilmiyorum. Nereden çıkacak, nereden doğacak bu sevgi? Sadece Sonya'yı istiyorum ben. En ufak bir şekilde bile olsun onun artık var olmadığını ve onu bir daha asla göremiyeceğimi gönlüm bir türlü kabul etmek istemiyor.
[ Bir de şu: Anna, anılarında, kızını kaybedince acı içinde ağlarken komşuların, kapıya hizmetçilerini gönderip Hıçkırıklarınız sinirlerimizi bozuyor, lütfen sessiz ağlayın uyarısında bulunduğunu yazıyormuş. Anna, Dostoyevski'nin İsviçrelileri hiçbir zaman sevemediğini, en elemli anlarında dahi çevresinden gördüğü kalpsizlik ve katı yürekliliğin nefretini artırdığını yazıyormuş. ]
Ahmet Abi selam,
YanıtlaSilBorges ve Nabokov'un mezarları da Cenevre yakınlarındaymış.
Borges: Cimetiere des Rois Geneva
Nabokov: Cimetière de Clarens
Bulması ilginç olabilir.
Kaygusuz
Fransız İsviçresine yakın mı bilmiyorum ama Remarque, Joyce, Thomas Mann ve Hesse gibi renkli kişiler de var:
YanıtlaSilhttp://swisswatching.wordpress.com/2010/09/15/dead-famous-in-switzerland/
nabokov montrö'de.
YanıtlaSiljoyce da zürih'te.
borges'i buldum.
bir de mary shelley'in frankenstein fikrini bulduğu evi bulacağım, lord byron'ın evi, ondan sonra tamam, duracağım. :)
Ahmet Abi Henri Troyat'ın Dostoyevski biyografisinde de Sonya'nin ölüm tarihi 24 mayıs diye geçiyor.
YanıtlaSilDostoyevski doğumda bulduğu ebeyi üç kez vaktinden önce çağırıyor. Dostoyevski'nin doğumdan sonraki sevincini gören ebenin şaşkınlıktan soluğu kesildi diye yazmış Henri Troyat.
Benim elimdeki biyografiye bakılırsa Sonya'nın ölümünden önce de Dostoyevski kumar masasından kalkmak bilmiyor. Sonya'nın ölümü kumar için bahane değil. Kumar bir kurtuluş umudu olmuş hep borç batağından çıkmak için. İnanılmaz kumar oynuyor ve kaybediyor. Hayretler içinde okuyorum.